TÜRKİYE CANIM FEDA


   
  SANAL KÜTÜPHANEMİZE HOŞGELDİNİZ
  Son Fişek
 

Son Fişek

 

Napoleon hakimiyetindeki İspanya’da, bir Fransız yüzbaşısı ve emrindeki 96 asker, bir orduyu kurtarmak için kendilerinden kat be kat kalabalık bir düşman birliğine karşı tek başlarına mücadele verdiler.

1810 yılına gelindiğinde Napoleon’un İspanya ve Portekiz işgali hızla onun da sonradan anacağı gibi “İspanyol Ülseri”ne dönüşmeye başlamıştı. Ayrıca kardeşi Joseph’i yanlış bir kararla İspanya Kralı olarak tayin etmesi, sert bir direnişle karşılaşmıştı. Fransızlar muharebeleri kazanıyorlar ancak yıpratıcı gerilla taktikleri uygulayan halkı bir türlü kontrol altına alamıyorlardı. Daha da kötüsü Britanyalı Dük Wellington ve komutasındaki 60000 kişilik İngiliz-Portekiz ordusunu tüm çabalarına rağmen bir türlü imha edememişlerdi. 300000’den fazla Fransız askeri, İber Yarımadası’ndaki geniş toprakları işgal etmişti ama gerçekte kontrol ettikleri arazi tüfeklerinin menzilini geçmiyordu.

Napoleon için İspanya onun hükümdarlığı döneminde stratejik bir başağrısıydı. Ancak İspanya’da savaşmak zorunda olan askerleri için burası tam bir kabustu. Fransa’nın muharip bölüklerinden birinin komutanı olan Yüzbaşı Cyr Billot’nun hikayesi, imparatorun İspanyol Ülseri’nin yarattığı umutsuz muharebelere kanlı bir örnek teşkil eder.

Fuente Obejuna Muharebesi

1810 Eylül ayı başlarında, Cadiz’den İspanyol ordu harekatını yöneten İspanya generaller konseyi, Marquis de Romana ve emrindeki 12000 askerine güneybatı İspanya’daki Fransız birlikleri üzerine yürüme emri vermişti. Bu harekat, kuzeyde kendi operasyonlarında sorun çıkarabilecek olan Fransızlar’ı oyalamak için Wellington tarafından ayarlanmıştı. Romana’nın askerleri Fransızlar’ı geri çekilmeye zorlamış ve sonuçta Seville ve Cordoba’ya giden hayati yolları kontrol eden tepeleri ele geçirmişlerdi.

Bu sırada daha güneyde, İspanyol General Morillo topçu ve süvari ile desteklenmiş bir piyade tümenini Romana’nın ordusunun yanlarınnı korumak ve düzensiz Fransız birliklerini takip etmek üzere yollamıştı. Morillo ayrıca iki piyade tümeninin birleşip Sevilla üzerine birlikte ilerlemesini sağlamak için gerekli olan ve dağlık araziden geçen Sevilla yolunun da emniyet altına alınmasını emretmişti. 6 Eylül’de Morillo’nun askerleri bu yol boyunca doğrudan Fuente Obejuna köyüne doğru ilerliyordu. Bu sakin dört yol ağzında, dikkate değer bir subay emrindeki az sayıda Fransız askeri İspanyollar’ı bekliyordu.

Önemli bir yol kesişim noktasında bulunan Fuente Obejuna köyü

Fransız savaş makinesinin içinde minik bir dişli hükmünde olan Yüzbaşı Cyr Billot’nun bölüğü, “durum sakinleşene kadar önemli yerlere giden tüm ana yolları tutma” görevi verilerek, Fuente Obejuna köyüne konuşlandırılmıştı. Billot kendine verilen bu muğlak emri anlayamamıştı. Tek bildiği şey, kendisi ve bölüğüne bu değersiz İspanyol toprak parçasının korunması görevi verildiğiydi. Billot, bağlı olduğu 51. Piyade Alayı’nın komutanı olan albayı en son Fransa’nın İspanyol politikası hakkında bir espri yaptıktan sonra tozu dumana katarak dört nala uzaklaşırken görmüştü. Albay, Mareşal Soult’u ve onun hararetli nutuklarını taklit ederek, Billot’ya “imparatorun İber stratejisi için çok önemli olan bu çöl parçasını, son fişek kalana kadar savunmaları” emrini vermişti. Bu emir ciddiyetsiz bir şekilde verildiyse de, Billot bu emri yerine getirirmede fevkalade ciddi davranacaktı.

Morillo’nun 5000 kişilik birliği Fuente Obejuna’ya doğru ilerlerken, Billot ve 96 adamı da onları durdurmak için mevzilenmişlerdi. Albayın şüphelerine rağmen, Billot biliyordu ki, sert bir mukavemetle, diğer Fransız birliklerine güvenli şekilde geri çekilmeleri için gerekli zamanı kazandırabilirdi. Adamları ve o, oldukları yerde kalıp, savaşacaklardı.

Köyün terkedildiğini sanan Morillo’nun askerleri, küçük Fransız birliğini tespit edip, hemen saldırdılar. Ancak kısa sürede çok kararlı bir mukavemetle karşı karşıya olduklarını anladılar. Saat 14:00’da, Billot, İspanyol taarruzunu cesaret, aldatma ve taktik bileşimiyle geri püskürtmüştü. İlk taarruzun sonunda Fuente Obejuna’da yalnızca ölü İspanyollar kalmıştı. Billot, adamlarının düşmana 200’ün üzerinde kayıp verdirdiğini hesaplamıştı. Düşmanın hırpalandığı açıktı ama Billot bunun devamının geleceğini biliyordu.
Sert mukavemetle ilgili raporlar eline ulaşınca, Morillo, savunmacıların ya çok aptal ya da çok cesur olduğuna kanaat getirmişti. Bir sonraki hamlesini daha temkinli yapacaktı.

Son Fişek

Saat 16:00’da İspanyollar tekrar taarruza geçtiler. Fransızlar ağır kayıplar verdiler. Billot ve hayatta kalan 35 adamı, kendilerine geçici korunma sağlayacak kasaba kilisesine çekildiler. Öfkelenen Morillo, bu inatçı birliğin kendi kıymetli zamanını yeterince çaldığına karar verdi. Kiliseyi yakacaktı. Ya dışarı çıkıp teslim olacaklar, ya da kalıp kül olacaklardı.

Köyün günümüzdeki kuşbakışı görünümü. Köyün merkezinde kilise görülüyor.

Morillo adamlarına kilisenin kapılarına yığdırdığı yanıcı maddeleri tutuşturma emri verdi. Alevlerden kaçan Franzılar önce çan kulesine, oradan da çatıya çıktılar. Duman ve üzerlerine açılan düşman ateşi arasında yiğit yüzbaşı ve emrindeki askerleri –sadece 8 asker kalmıştı- kaçınılmaz sonlarını bekliyorlardı. Kolundan akan kan yüzünden dikkati dağılan yüzbaşı, kendisine avucunu uzatıp söylenen bitkin haldeki bir askerin yüzüne baktı: “Yüzbaşım, bu elimizdeki son fişek...”
Savunmacılar artık yok olmanın eşiğine geldiklerinde, General Mortier komutasındaki güçlü bir Fransız karşı taarruzu mucizevi şekilde belirerek Morillo’nun birliklerini geri püskürttü. Mortier’nin birliği daha sonra Fuente de Cantos’da bulunan Romana’nın ordusunu bozup, güneybatı İspanya’da yeniden Fransız hakimiyetini tesis etmek üzere yoluna devam etti.

Muharebeden Sonra

Nisan 1811’de Cyr Billot ve Fuente Obejuna’da hayatta kalan 8 adamı tekrar 51. Piyade Alayı’na katıldılar ve çok değerli olan Croix de Legion d’Honneur madalyasıyla ödüllendirildiler. Komutasındaki küçük bölük, Morillo’nun 5000 askerine tam 13 saat boyunca direnmiş ve bu süre zarfında İspanyolların gıda ve mühimmat stoğunu tüketmesine sebep olmuşlardı. Fransız savunmacılar Morillo’nun Romana ile birleşmesine engel olmuşlardı. Bu İspanyol tümenine o kadar ağır kayıp verdirmişlerdi ki, tümenin mevcudunun yarısı o sene içerisindeki diğer muharabelere katılamayacaktı.

18 Haziran 1815’te, kanlı Yarımada Savaşı’ndan hayatta kalanlardan biri olan Cyr Billot, Belçika’nın soğuk ve rüzgarlı bir tepesinde, vadinin karşı tarafındaki küçük bir köyün yakınlarında bulunan Wellington’un ordusunu seyrediyordu. Bu köyün adı Waterloo idi... Ama bu bambaşka bir hikaye tabi.

Kaynak:
The Last Cartridge by Richard Rutherford-Moore, Armchair General Magazine, Temmuz 2005
 
  sanalkutuphanemiz.tr.gg  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol